Blogger tarafından desteklenmektedir.
30 Haziran 2014 Pazartesi

Kaybeden Olmadı... ( Almanya:2- Cezayir:1 )

   Cezayir'in tarihindeki en önemli maça nasıl bir oyun sistemiyle çıkacağı merak konusuydu. Ancak takım maça etkili başladı ve futbolcular sahada ne yapacaklarını gayet iyi biliyordu. Top rakipteyken 5'li, kendilerindeyken ise 4'lü savunmayla oynayan Afrika temsilcisi; Slimani'nin savunma arkası koşularıyla pozisyonlar buldu. Orta saha oyuncuları Bentaleb 11'de yoktu ve eğer bir sakatlığı yoksa bu en önemli sürpriz sayılabilirdi. Ben Halilodzic'in maça Brahimi ile başlayabileceğini düşünmüştüm. Zira ağır Alman savunmasında hızı ve tekniğiyle iş yapabilecek bir isim. Sezon içerisinde La Liga'yı takip edenler Granada'lı oyuncunun attığı golleri görmüşlerdir. Özellikle Barcelona'yı 1-0 yendikleri maçta savunmayı peşine takarak koştuğu ve güzel bir son vuruşla yaptığı golü hatırlayacaklardır. Slimani'nin de bu tip pozisyonlarda ağır kaldığını düşünürsek 11'de başlasaydı neler yapabileceğini tahmin etmek zor değildi. Almanya kalecisi Neuer; zaman zaman 5. savunma oyuncusu gibi oynadı. Ceza sahası dışına çıkarak kestiği top sayısı 8-9 civarında. Almanya ise turnuva genelinde olduğu gibi maça sol bekte Höwedes ile başladı. Stoper orjinli başarılı bir oyuncunun nasıl bu kadar kötü oynatılabileceğini de görmüş olduk. Kadroda tam anlamıyla bir sol bek olmamasını ve gerçek bir sol bek olan Dortmund'lu başarılı oyuncu Schmelzer'in kadroda dahi olmadığını hatırlatarak gerisini sizlere bırakıyorum. Sağ bekte ise Mustafi ile başladı Löw. Tecrübesiz ve hücumlarda etkisiz bu oyuncunun yerine; ısrarla orta sahada oynatılan Lahm neden oynamadı? Ben bu olayı İspanya milli takımındaki Diego Costa vakasına benzetiyorum. Elinde Torres,Villa; hatta kadroya bile çağırmadığı Llorente,Negredo varken; Costa gibi devşirme bir oyuncuyu oynatmak?? Ve dönelim Almanya'ya... Elinde Khedira,Schweinsteiger,Kroos hatta Kramer bile varken; Lahm'ı en çok ihtiyacınız olan bölgelerden biri olan sağ bek yerine yinede orta sahada oynatmak?? 2 örnek arasındaki benzerliği sizlerde farkettiniz herhalde... Cezayir'in iyi oyununu sadece Almanya'nın kötü tercihleriyle değerlendirmek yanlış olur elbette. Zira Cezayir savunma arkasına atılan toplar dışında hiç bir zaman uzun topa başvurmadı. Hep ayağa pas oynayarak Alman oyuncuları oyundan düşürdü. Almanya ise son 15 dakika dışında kaleyi sadece uzaktan şutlarla yokladı. Schürrle ve daha sonra Khedira'nın oyuna girmesiyle iyiden iyiye baskıyı arttırdılar. Yakalanan pozisyonlarda ise Cezayir kalecisi Rais mi çok başarılıydı yoksa başta Müller olmak üzere Almanlar mı beceriksizdi; bence ikisinden de biraz... Halilodzic'in istediği oldu ve maç bir şekilde uzatmalara taşınabildi. Daha ilk dakikada golü yiyen Cezayir için işler artık iyice zorlaştı. Takım yorgunluktan yerlerde yatıyordu ve kendilerine lazım olan oyun akışını engelliyordu. 2. uzatma devresinde ise Almanlar farkı ikiye çıkarınca çeyrek final kapısıda açılmış oldu. Son dakikada gelen Djabou'nun golü ise sadece skoru belirledi. Yinede maç boyunca mücadeleyi bırakmayan Cezayir, hem turnuva hem de bu maç özelinde büyük bir alkışı hak etti. Yakaladıkları jenerasyonla ilerki turnuvalarda başarılı olabileceklerinin sinyallerinide verdiler. Almanya ise haklı galibiyetle çeyrek finalde Fransa'nın rakibi oldu. Sahada kim oynarsa oynasın; istediği zaman oyununu zirveye çıkarabilen bu takım Fransa'yı yenmeyi başarırsa kupanında en büyük adaylarından biri olduğunu bir kez daha kanıtlayacaktır...

0 yorum: