Blogger tarafından desteklenmektedir.
30 Aralık 2015 Çarşamba

Efes Son Nefeste (Anadolu Efes 85-84 Kızılyıldız)

   Öncelikle yazıma taraftarların maça olan ilgisizliklerini anlamadığımı söyleyerek başlamak istiyorum. Abdi İpekçi'de maksimum 500 kişi vardı ve Top 16'nın ilk maçında bunu anlamak mümkün değil. Yılbaşı arefesi olduğundan mıdır, önemsiz bir maç olarak görüldüğünden midir bilinmez ama maçın ne kadar heyecanlı ve çekişmeli olduğunu görenler, maça gitmedikleri için büyük pişmanlık duymuşlardır. 
   Maça Diebler'in 3 sayı şovuyla başladık. Hücumda her şey iyi giderken, savunma için aynı şeyleri söylemek mümkün değildi. Boyalı alanı savunamadık. Zirbes ve oyunda olduğu dakikalarda Stimac, boyalı alanda "antreman" yaptılar. Ne Tyus ne de Dunston bu iki oyuncuya karşı durabildi. İvkovic en son çare olarak oyuna Ahmet'i bile soktu. Zaten rotasyona oldukça erken başlayan Sırp koç, bunun hata olduğunu çok geçmeden gördü. Savunmada berbat bir maç çıkardı Efes ve hücumda da zaman zaman tıkandı. Granger'in faul problemine girip kenarda oturması, hücumların çoğunu Heurtel'in ellerine bıraktı ve Fransız oyun kurucu maalesef iyi bir gününde değildi. Savunmada da sıkıntı iyiden iyiye büyüdü. Kızılyıldız'ın dış oyuncuları sürekli penetre üstü sayılar bulmaya başladı. Dunston ve Tyus gibi 2 önemli atletik pivot, çemberi savunmakta oldukça zorlandı. Zira Euroleague'in en iyi savunmacısı seçilmiş Dunston'dan bile her yere yetişmesini bekleyemeyiz. İlk yarıda Kızılyıldız gibi bir takımdan tam 54 sayı yedik. Evet, Kızılyıldız Euroleague'in başlarındaki o dağınık ve kötü takım değil artık ancak 2 çeyrekte 54 sayı yiyebileceğiniz bir takımda değil kesinlikle. İkinci yarıda bazı şeylerin değişmesi şarttı ve buna savunmadan başlamak oldukça önemliydi. 2. yarıda yalnızca 30 sayı yedik ve bu galibiyeti getiren en büyük faktördü. Bir diğeri de; Granger'in oyuna ağırlığını koymasıydı. İçeri penetreleri ve sorumluluk alarak attığı şutlarıyla hücumda yaşadığımız sıkıntılara ilaç gibi geldi. Kızılyıldız, Euroleague'in en iyi ikili oyun oynayan 3-4 takımından biri ve maç boyunca bunu savunamadık. İkinci yarıda yaptığımız iyi savunmaya rağmen, yediğimiz sayıların çoğu yine bu alandan geldi. Son saniyelerde gelen Saric'in basketi ise bizi haftanın sürprizinin içinde olmaktan kurtardı. Bu galibiyete aldanmadan Efes'in yaptığı hataları acilen düzeltme yoluna gitmesi gerekli. Bu maçta rakip Kızılyıldız yerine daha güçlü bir takım olsaydı; büyük farklardan geri dönerek kazanmamız mümkün olmayabilirdi. Top 16 gibi "artık Euroleague'in başladığı yer" diyebileceğimiz bir noktada bu hataların geri dönüşü olmayabilir. İvkovic artık rotasyonda kimin ne iş göreceğine karar vermeli ve bu kadar zengin bir kadronun nimetlerinden faydalanmalı. Yoksa Efes için müthiş başlayan sezon, kabus gibi sonuçlanabilir...

0 yorum: