Blogger tarafından desteklenmektedir.
21 Ocak 2016 Perşembe

Efes Zagreb'de Kayıp (Cedevita Zagreb 84-80 Anadolu Efes)

   Efes'in grupta ilk 2 sıranın içerisinde yer alabilmesi için bu Zagreb deplasmanından alınacak galibiyet oldukça önemliydi. Ancak maç Efes adına pekte umulduğu gibi başlamadı. Bu sezonun formda ismi Bilan ile boyalı alanda etkili oldu ev sahibi. Ne Tyus ne de Dunston onu bire birde tutabilirdi, nitekim tutamadılarda... Yardım savunması olmadan Bilan'ı boyalı alanda "döndürmemek" mümkün değildi ve o, kısa alanda güzel pivot hareketleri ve güçlü fiziğiyle Efes pota altını adeta madene çevirdi. Bunu bir biz izleyiciler mi gördük bilinmez ancak koç İvkovic'in göremediğine eminim. Bunun dışında Bilan, ribaundları da adeta etrafında hiç kimse yokmuşçasına toplayınca; daha ilk çeyrekte 24 sayı yedi Anadolu Efes. Hücumda Saric önderliğinde işler yolunda gitse de; savunmada sezon başından beri yaşanan sıkıntılar bu maçta da göze çarptı. Hemen hemen yenen bütün sayılar boyalı alandandı ve İvkovic uzunlarından vazgeçmişti bile. 2. periyotta sene başından beri maç sonlarında kullandığı Brown-Saric uzun rotasyonuna dönen Sırp koç, bu tercihinin meyvesini hücumda toplamayı başardı. Zaten hücumda sene başından beri hiçbir sıkıntı yaşamayan ve maçları sürekli yediğinin fazlasını atarak kazanan Efes, 2. çeyrekte tam 27 sayı bulmayı başardı.
   Nispeten iyi biten ilk yarının ardından korkunç bir 3. çeyrek Efes'i bekliyordu. Zira Anadolu Efes, periyodun ilk 7 dakikasında yalnızca 3 sayı üretebildi. Bununla birlikte git gide dağılan savunma konsantrasyonu, Cedevita'nın farkı çift hanelere çıkarmasını sağladı. Alan savunmasına üçlük isabeti bulamayınca Efes'in hücumları bir anda durdu. Euroleague'nin en çok ve yüzdeli üçlük kullanan takımı Efes'in dış atış sıkıntısınında neler getirebileceği bu maçta daha net görülmüş oldu. Bununla birlikte faul hakkını erken doldurduklarından; Cedevita'ya kolay sayı imkanı tanıdılar. Son periyoda kötü oyuna rağmen yalnızca 6 sayı geride giden Efes, ilk dakikalara çok iyi başladı. Derrick Brown'un müthiş savunma enerjisi ve sorumluluk aldığı hücumlarıyla Efes bir anda oyuna döndü. Üçlüklerin de girmeye başlamasıyla uzun bir aradan sonra Efes öne geçmeyi başardı. Bu dakikadan sonra koç Mrsic'in aldığı molalar ve ev sahibi ekibin zorlama şutlarda isabetler bulması, Efes'in maçın son saniyelerine geride girmesine yol açtı. Halihazırda yorgun olan Brown-Saric ikilisi ve sezon başından beri maç sonlarını iyi oynayamayan koç İvkovic etkenleri birleşince, çok önemli bir mağlubiyet daha yaşanmış oldu. Açıkçası Brown ve Saric dışında bu maçta konuşabileceğimiz olumlu bir taraf yoktu. Brown, savunmadaki müthiş enerjisi, blokları ve hücumdaki kritik sayılarıyla takımını oyunda tutarken; Saric; maçın başından itibaren hücumun kilit oyuncusu oldu ve çok etkili bir oyun sergiledi. Efes'in kaybetmesindeki en büyük roller ise etkisiz bir Granger ve hiç alınamayan 5 numara katkısıydı. Dunston ve Tyus, bu maçta ne Bilan'ı savunabildiler ne de ayak çabukluklarıyla ona karşı avantaj sağlayıp hücumda etkili olabildiler. Granger ise bu maçta neredeyse hiç ortalarda görünmedi. Bütün oyun kurucu yükü de tam anlamıyla güvenilemeyecek Heurtel'in sırtına binince; bu mağlubiyet kaçınılmaz hale geldi. Buna karşıt ev sahibinin de istekli ve inançlı oyununa değinmek gerekli. Bilan'ı müthiş beslediler ve Arapovic, Babic ve Pullen gibi dış atıcılarıyla Efes'i vurdular. Ayrıca ev sahibinde her pozisyondan en az bir oyuncu çift haneli sayı üretti ki bu da rakibinize üstünlük kurmak için oldukça yeterli bir istatistik. Bunların dışında yaptıkları alan savunmasıyla Efes'in 1 numaralı skor opsiyonu olan dış atışlarını durdurdular ve zaman zaman yarattıkları sertlikle rakibi oyundan düşürdüler. Sene başında bu takımın galibiyet bile alamayacağını düşünürken, şu anda onların Top16'da iddialı bir konumda bulunması; işte bu benim için bir özür nedenidir; onların inancına ve azmine karşı... Anadolu Efes içinse bu maçın çok yaralayıcı olduğunu söylemek gerek. Bu grupta ilk 2 sırada yer almak istiyorsanız, bu maçı kazanacaksınız. Çünkü bu maçın kaybedilmesinin hiçbir bahanesi ve belkide telafisi olmayabilir. Yine kazanılabilecek bir maç kaybedildi. Sezon başından beri Efes'in hikayesi de bu değil mi zaten...

0 yorum: